ALO ACIBADEM 444 55 44

Yüksek topuklu ayakkabıların giyilmesi güzel, uzun boylu, ince ve çekici görünmek için kadınların vazgeçemediği konulardan birisi ve bu durum neredeyse birkaç yüzyıldan beri devam ediyor. Güncel moda da bu durumu sonuna kadar destekliyor. Yüksek topuklu ayakkabılara olan bu ilginin gelecekte de azalmayacağı ortada.

Ancak bu tarz ayakkabıları sürekli kullanan kadınlarda ayak sağlığı ile ilgili sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz bir gerçek. Ortopedistlerin günlük mesailerinin bir bölümü bu tip ayak sağlığı sorunlarının engellenmesi ve tedavisi ile geçmektedir.

Yüksek topuklar ile yürürken dengede kalabilmek için bacak kasları ve ayaklarımızdaki küçük kaslar daha fazla çalışarak yorulurlar. Bu yorgunluk nedeniyle ayak ve bilek burkulmaları çok kolaylıkla meydana gelmektedir. Ayak bileği bağ yaralanmalarından çoğu durumda yüksek topuklar sorumludur.

Yüksek topuklar ayakları doğal olmayan bir duruşa zorladıkları için bir süre sonra ağrı verici olmaya başlar. Topuğun yerden yükselmesi vücudun ağırlık merkezini değiştirir. Ağırlığın ayakta belirli anatomik noktalara dengeli dağılımı yerine tarak kemiklerinin ucunda yoğunlaşmasına neden olur. Aynı şekilde diz eklemini kaplayan eklem kıkırdağı üzerine gelen dengesiz yüklenmeler diz ağrısıyla sonuçlanır. Ayakların uzun süre devam eden bu uygunsuz ve dengesiz pozisyonu kas ve kemik yapılarda kalıcı değişiklikler ile sonlanır.

Uzun vadede baldır kaslarında ve aşil tendonunda gerginlik, kısalma olur. Kaslar erir, güçsüzleşir. Çok ileri dönemde sürekli yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınlarda bu kısalma ve gerilme nedeniyle çıplak ayak ile yere basıldığında rahatsızlık hissi ortaya çıkar. Ayaklardaki dengesiz yüklenmeler sonucunda özellikle baş parmağın iç tarafındaki kemik çıkıntıda belirginleşme olarak tarif edilebilecek ağrılı bunionlar oluşur. Bu noktadan ayakkabı ayağı vurmaya ve rahatsız etmeye başlar. Tarak kemiklerinin uç kısımlarında metatarsalji denilen kronik ağrılar başlar. Ayak parmaklarında bir takım şekil bozuklukları oluşur. Ayaklarda meydana gelen bu değişiklikler hem estetik açıdan hem de ağrı verici oldukları için rahatsızlık kaynağıdır.

Benzer bir şekilde diz eklemine gelen yüklenmeler sonucunda erken dönemde eklem kıkırdağı hasarının geliştiği ve osteoartrit denilen kıkırdak yıpranması olarak tarif edebileceğimiz dejeneratif sürecin başladığını gösteren klinik çalışmalar mevcuttur. Aynı dengesiz yüklenmeler belimizdeki kemik ve kas gruplarını da etkiler ve kronik bel ağrılarına neden olur.

Bütün bunlara rağmen yüksek topuktan vazgeçmeyenler grubundaysanız hiç olmazsa akşamları evde yapacağınız basit gevşeme ve germe egzersizleri ile kötü etkileri biraz da olsa azaltabilirsiniz. Yerde oturup bacaklarınız düz iken elleriniz ile ayaklarınızın ucuna uzanarak kaslarınızı germeye çalışın. Ayaklarımızı bilekten itibaren yukarıya doğru çekmek baldır arkasındaki kasların gevşeme ve rahatlamasını sağlar. Sıcak uygulama ve ayakların yüksekte tutularak istirahat edilmesi de oldukça rahatlatıcıdır.

Peki, ideal topuk yüksekliği ne olmalıdır? Yapılan çalışma ve hekimlerin günlük gözlemlerine göre ortalama 2-3 cm topuklar bacak sağlığımız için uygun görünmektedir. Yüksek topuklu ayakkabılar gibi hiç topuksuz ve tam düz tabanlı ayakkabılar da ayak sağlığı açısından zararlıdır. Tercihlerimizi bu bilgiler ışığında yapmak ayak sorunlarından korunmada faydalı olacaktır.

Prof. Dr. Feridun Çilli
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı